Otomotiv sektörü ikinci yüzyılda da lider ve öncü konumunu sürdürecektir.
Baran Çelik / Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı
Geçen yıl itibarıyla dünyanın 13’üncü, Avrupa’nın dördüncü büyük otomotiv üreticisi olan Türkiye, özellikle ticari araç üretiminde bir mükemmeliyet merkezi haline geldi. Türkiye, 2022 yılında da Avrupa’nın en büyük ticari araç üreticisi konumunu korudu. Benzersiz bir üretim merkezi olarak kendini kanıtlayan Türkiye otomotiv sanayi, Ar-Ge, tasarım ve markalamanın yanı sıra alternatif güçlü araç üretim kapasitesini de geliştiriyor. Türkiye’de 2022 yılı itibarıyla otomotiv üreticileri ve tedarikçilerine yönelik 190 tasarım ve Ar-Ge merkezi faaliyet gösterecek.
Yan sanayimiz dünya dev markalarına üretim yapıyor
Otomotiv sanayimiz, 2022 yılına kadar son 16 yılın kesintisiz ihracat şampiyonu oldu. Sanayimiz, bu yıl sonu hedeflenen 34 milyar doları aşan ihracat rakamıyla, şimdiye kadarki en yüksek ihracat rakamına ulaşmaya hazırlanıyor. Ülkemizin toplam ihracatının ortalama yüzde 15’ini tek başına gerçekleştiriyoruz. Branşımızın en büyük ürün grubunu oluşturan yan sanayimiz, yüksek üretim kapasitesi, geniş ürün yelpazesi, AB standartları ve 15 milyar dolara yaklaşan ihracat hacmiyle dünya devi markalara üretim yapmaya devam ediyor.
Yan sanayimiz dünyanın en kaliteli markalarının en stratejik parçalarını üretirken, ürün geliştirmede de çok önemli bir aşamaya geldi. Ancak klasik otomotiv üretimi ve ihracatında elde ettiğimiz başarılar geleceğimizin garantisi değil. Dünya otomotiv sektörü büyük bir dönüşüm içerisinde. Yeni bir mobilite ekosistemine doğru gidiyoruz. Bildiğimiz içten yanmalı motorlu araçlar giderek akıllı cihazlara dönüşüyor. Mekanik parça yüklü araçların yerini elektronik ve yazılım yüklü araçlar alıyor. Öte yandan AB’nin iklim kriziyle mücadele amacıyla yürüttüğü önemli bir çalışma olan Avrupa Yeşil Anlaşması da hem son zamanların hem de önümüzdeki yılların gündemindeki en önemli konu. Otomotiv sanayimizin uzun yıllardır en büyük pazarı AB ülkeleri olmuştur. Ekim 2023 itibarıyla ihracatımızda AB ülkelerinin payı yüzde 65’tir. İngiltere, İsviçre, Norveç ve Sırbistan gibi AB dışı ülkeleri de kattığımızda tüm Avrupa ülkelerinin payı yüzde 80’e yaklaşıyor.
Pazardaki dönüşüm çok hızlı gerçekleşiyor
Elektrikli araçların AB pazarındaki payı yüzde 15’e ulaştı. Yani pazardaki dönüşüm çok hızlı gerçekleşiyor. Küresel OEM’lerin tamamı elektrikli araç stratejilerini oluşturmuş ve bu alana hızla yatırım yapıyor. Çeşitli öngörüler, elektrikli araçların küresel pazar payının 10 yıl içinde yüzde 50’yi geçebileceğini gösteriyor. AB, 2050 yılına kadar karbon nötr bir Avrupa hedefiyle kriterleri karşılamayan tüm işlerin ithalatına ek vergi uygulayabilir. Bu durum, Gümrük Birliği anlaşmamız olsa bile AB pazarındaki rekabet gücümüzü olumsuz etkileyebilir. AB. 1 Ekim 2023 itibarıyla mali yükümlülük getirmeyen bir geçiş dönemi başlamıştır. Karbon vergisine karşı hazırlıklarımızı tamamlamak için bu geçiş dönemini doğru değerlendirmeli ve gerekli tedbirleri almalıyız. Bu süreçte yeşil dönüşüme yönelik yatırımların yaygın şekilde teşvik edilmesi ve sanayide kullanılan elektriğin yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi konusunda çalışmalar yapılması büyük değer taşıyor. Yenilenebilir enerjinin ve enerji verimliliğinin sağlanması, üretimde karbondan arınma açısından önemlidir. Atık yönetimi ve geri dönüşüm de önem verilmesi gereken alanlar arasında yer alıyor.
Ülkemizin Asya’daki dev tedarikçilerden ziyade Avrupa pazarına yakın olması, ulaşımdan kaynaklanan karbon emisyonunu azaltmak isteyen bölge ülkeleri için alternatif oluşturuyor. Ulaştırma altyapısında karbon nötrlüğe yönelik çalışmalar, ihraç ürünlerimizin Avrupalı alıcılar tarafından daha fazla tercih edilmesini sağlayacaktır. Ayrıca daha önce de belirttiğimiz gibi AB ülkelerinde dijital dönüşüm daha hızlı gerçekleşiyor.